Seni ilk defa evde dinlenirken görüyorum. Nasılsınız İlham Bey?
“İyiyim” demek isterdim ama yapamam… Şimdi zar zor konuşabiliyorum. Ölmek üzere olduğumu hissediyorum. Vasiyetimi sizin aracılığınızla söyleyeyim: Bir Türk olarak Türk bayrağı altına gömülmek istiyorum.
Neden bu duyguya sahipsin?
100 yaşına yaklaştım… Çok yorgunum, çok yorgunum. Sanırım bu benim son röportajım.
Lütfen böyle konuşma! Bakın, Babalar Günü için oğlunuz Bora Gencer ile özel bir iş yaptınız. Sen üretmeye, çalışmaya devam et!
Evet, çok yakın zamana kadar haftanın her günü. armut sarayıOynuyordum. Ölmeden önce bir caz albümü yapmak istiyordum ve yaptım. ayrıca oğlum bora gencer ‘El Padrino’ (Baba) filmindeki şarkıyı Türkçe’ye uyarladık. Bora sözlerini yazdı; Bu şarkıyı çok güzel bir baba oğul düetine dönüştürdük.
Baba oğul artık Bodrum’da birlikte yaşıyorlar, değil mi?
Evet, radikal bir kararla Bodrum’a taşındık. Son anlarımı çocuklarımla huzur içinde geçirmek istiyorum.
Bora Gencer: Ölümü düşünmek istemiyoruz ve babam için umudumuz var. Ama hep ölüm diyor… Biz babamıza “Bu tarafta bizimle kal” diyoruz.
Ölümden korkar mısın?
Tek gerçek bu! Topraktan geldik ve toprağa gideceğiz. Tek bir isteğim var: Cenazemde kimse beni alkışlamasın, alkışlayanları asla affetmeyeceğim. O alkışı sahnede alıyorum.
“İyi bir hayatım oldu” diyebilir misiniz?
Çok zorluklar yaşasam da çok şükür… ‘Devlet Sanatçısı’ ünvanı dışında hayattan istediğim her şeyi elde ettim.
DEVLET SANATÇISI OLMADAN ÖLÜRSE HAKLARIM HELAL OLMAYACAK
Hayatın boyunca çok çalıştın. Emeklerinizin karşılığını aldığınızı düşünüyor musunuz?
Hayır. Yaşarken ‘Devlet Sanatçısı’ unvanını almak istiyorum. Bunu hak ettiğimi düşünüyorum. Öldükten sonra ne yazarlardı? Genel anlamda ülkemizde yaşarken insana değer vermekte her zaman büyük bir sorun vardır. Bu benim hakkım. Bunu devletimizden istiyorum. Yoksa hakkımı vermem, gözüm açılır.
Bora Gencer: Babam zaten ‘Devlet Sanatçısı’ unvanını almış ve bu konuda hakkı yenmiş bir insan. Halk da şunu söylüyor… 99 yaşındaysanız ve son nefesinizi almadan veriyorsanız, ülkemizin karar vericilerinden çok rahatsız olacaksınız.
Nota bilmeden 12 dilde şarkı söylüyorsunuz değil mi?
12 daha az… Neredeyse dünyanın tüm dilleri. Finli, Japon, Norveçli, Çinli, Fransız veya İngiliz kim gelirse gelsin mutlu olur ve beni bırakır…
Bora Gencer: Babam Türkiye’de Batı müziğini Türkçe sözlerle söyleyen ilk sanatçı… Babam Cem Karaca, Ajda Pekkan, Barış Manço gibi birçok ismi yetiştirmiş, 99 yaşına kadar piyano çalmış bir müzisyen. Antik. Sağlık sorunlarım olmasaydı devam ederdim. Türkiye’de de dünyada da böyle bir adam yok. Babam ülkeyi turistlere tanıtan biri. Örneğin 50 Tayvanlıya şarkı söyleyip onları buradan kovmuş bir adamdan bahsediyoruz.
Bunca yıldır neden bu unvanı alamadı sanıyorsun?
Bora Gencer: Yapmayanlara yazık. Bilmiyoruz ama artık istiyoruz. İradenin bir tarafında kâr etmeyen siyah adama deriz. Babam olduğu için söylemiyorum, böyle bir adam Türkiye’de ilk kez bu unvanı hak ediyor.
Neredeyse bir ömrü sanata adadınız, sanatçılarda vefa gördünüz mü?
Hayır, benim dönemimde sanatçılara gösterdiğim ilgi, bağlılık ve ilişkiler artık yok. İnsanlara hiçbir zaman çıkar için yaklaşmadım. Ajda (Pekkan), Cem (Karaca), Barış (Manço) ile bir yönetim anlaşması yapabilir ve onları benimle bağlayabilir ve oradan gelir elde edebilirdim. Ama yapmadım. Sadece Cem Karaca, Bora’ya tüm şarkılarını okuması için bir muvafakat mektubu verdi; bana olan sadakatinden…
Bora Gencer: Babam Eartha Mae Kitt’ten bahsetmeyi unuttu. Biliyorsunuz Amerikalı sanatçı ‘Kâtibim’ şarkısını dünyaya tanıttı ve babamdan öğrendi.
Nasıl?
Bora Gencer: Babama “Ölüyorum, kirayı ödeyemem” dedi. Babam dedi ki: “Sana bir türkü öğreteceğim, git onunla geçimini sağla.” Bu şarkıyı bu aksanla söyleyerek geçimini sağlıyor.
GEÇMİŞTE VERGİ KESİCİYİM AMA POLİTİK OLARAK BENİM İÇİN ZOR OLDULAR
Emeklerinizin karşılığını aldığınızı düşünüyor musunuz?
Bir düşünün, geçmişte vergi levhası sahibiydim ama yakın zamana kadar kiralık bir evde yaşıyordum. Türk milliyetçisi olduğum için o zamanlar benimle çok uğraştılar. Ne zaman gri bir kurt olduğunu söylese, kaybetti. Ayrıntılara gerek yok. Ayrıca çok fazla kıskançlık vardı.
Ne kadar kıskanç?
Türkiye’nin en popüler erkeklerinden biriydim ve ülkenin en güzel kadınıyla evlendim. Bizi çok kıskandılar, denediler. Para konusuna gelince… Daha önce maddi imkanlarım olmamasına rağmen, kimseye ihtiyaç duymadan çalışma yaşıma geldim. Yanımda tek bir yardımcı olmadan hayatıma devam ettim.
hala kiralıyor musun
Bora Gencer: Hayır, artık kendi evi var. Çocuklarının da bir evi vardı ama o hep kendi başının çaresine bakmak istedi ve hiçbir zaman parayla işi olmadı. Çok şerefli bir adam, tek bir kişi arkasından kötü bir şey söyleyemez. Kimseye kin beslemez, kimse ondan bir şey alamaz. Ama verecek çok şey var.
AVRUPA OLMAK İSTİYORUM
En büyük pişmanlığın nedir?
Milletvekili olmamak, meclise girememek. Bu benim de gerçekleşmemiş bir dileğim… Kaç defa adaylığımı sundum?
Ülkeyle ilgili herhangi bir endişeniz var mı?
Ülkenin bölünmesini istemiyorum. Biz güçlü bir ülkeyiz, umarım böyle devam eder.
Seni en çok ne rahatsız ediyor?
Adaletsizlik. Umarım ben yokken daha güzel günler görürsün. Avrupa’nın en büyük adliye binasına sahip olduğumuzla övünmek yerine, en küçük adliyeye sahip olduğumuzla övünmenizi istiyorum. Oh, ve kutuplaşma beni üzüyor. Mustafa Kemal Atatürk tartışılmaya devam edildiği sürece bu durum bitmeyecektir.
Bugün babalar günü. İyi bir baba olduğunu düşünüyor musun?
çocuklarıma sormam lazım Ama onlar için yaşadım çünkü çocuklarım da çok iyi çocuklardı.
bora gencer: Babam bizi pamuğa sakladı, her zaman çok iyi bir babaydı.
Böyle bir babanın oğlu olmak zor mu Bora Bey?
Bora Gencer: Tabii ki zor. Babam bir kez yanında bıçak bile taşımamıştı ama biz bomba korkusuyla yaşıyorduk. Mesela ben küçükken arabamıza bomba koymuşlardı. Babam devletine her zaman çok saygı duymuş, devletini hep sevmiştir. İyi bir vatandaş oldu; Son ana kadar piyano başında oturarak kaç sanatçı yetiştirdi bu ülke? Ve Türkiye bir yana, dünyada böyle bir insan yok.
Son olarak ne söylemek istersiniz İlham Bey?
Oynamayı çok özledim… Ve biliyor musun? Bu röportaj bana büyük bir moral verdi. Günlerdir konuşmuyorum… Elinizde çok değerli bir röportaj var kızım; Ölüyorum, şimdi bu son röportajım…